24 Temmuz 2013 Çarşamba

Doyle'un Toprağa Selamı

'Hemen şu an' demişti Doyle, 'şu an tüm rüyalarımdan vazgeçeceğim. Ve küller ve tozlar uçuşacak, havadaki acı kömür gibi yakacaklar soluğumu. Kehribar rengi gün ışığı ağır ağır damlayacak ve nihayet tadına kanacağım. Üzüm rengi gülüşler, giz anlamlı bakışlar gibi yudumlayacağım onu. İşte o zaman siz, 'kim bu karanlıklarda sağlamca yürüyen havai adam?' diye telaşla soracaksınız. Adımlarım evlerinize ulaşacak. Kapılarınızdaki üç sürgüyü ve iki asma kilidi arayacak elleriniz. Konuşmadığınız bir sözünüz kursağınızı ırgalarken, şimdi içeride kör bir ocağı yakmaya çalışan karılarınız gelecek akıllarınıza. Ve o henüz gencecik bir kız iken vitrinlerdeki aksinden bakıp toy şeyler düşlediğiniz incecik boynu. Hayat size saka edecek. İsteksizce bileceksiniz, tüm pencerelerin arkadan ve önden aynı olduğunu. Güceneceksiniz, kulaklarınız bir kımıldayışı şiddetle artırıyorken, son basamağı astığımı farkedeceksiniz. Her şeyin bir ivedilikle çoktan düşlendiğini, kanatlanışa ve refaha inancın gençlik günlerinden bir alışkanlık olduğunu sezinleyip, güleceksiniz. 

Şimdi artık bir kumruya, sağ elinizin avcuyla su içirmeyi istiyorsunuz. Yaşanmışlığın üzerinize işlediği aylaklığı yoksul bir çizme gibi çıkarıp kalın topuklarınızı kaşımayı. Belki de bir şeyler yüzdürmeyi, iç cebinizde ucuz konyak şişeleri sakladığınız geceler sularına işediğiniz koyu gri denizin kenarından. Ve keşke bu kez başınızı kaldırıp baktığınızda, yuvarlak bir tanrı gibi sarı pusları arasından daha yücelere yakaran ay ile muhabbet edebilseydiniz. Son vaktinizi yasarken oracıkta, ufak bir mucize lütfedilir de yeniden yaşarsanız diye, küfrün ve bencilliğin fikrini dahi düşünmeyeceğinize inanıyorsunuz. Ve simdi ben, Darcy Doyle, bu karanlık semtin mütevazı nöbetçisi, narin parmaklarımın kut boğumlarını onurla bükerek, kapınızı çalıyorum.''

                                                                                                                                  süha

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder