atların yakınlarında,
oyuklarında saklandığımız ,
çepeçevre sarmalayan kollarımızdan
tavanlarına, şehirlerine yuvarlanan
“sesimizi” kaybettik
…
şimdi kim diyecek:
“yaralarından sızıyorsun,
üşütme, ört üstünü” …
. . .
lafım size:
beyler,
paşalar,
madamlar,
matmazeller;
göğün altında
nar tanelerinden
karnavallara çıkan
yollarda yalvarın birbirinize …
. . .
savaşın ırgatlığında
yarıldı, yeri göğü
tamamlayan renklerin.
sen,
hızımızın kaybolan
miğferi,
gelemediğin yollarda
işaretlerle
tanrılar bıraktın
kaybolduğumuz yerlere.
. . .
deli evleri,
zevk çığlıklarıyla koridorlarında
yer alıyordu yalnızlığımın.
. . .
üstünü çıkar,
limiti bol çarkın
diliyle yumuşatacağız
sert derimizi.
söylemeyi bilmediğimiz
tariflerden harmanladığın
lekelerini göster,
serinliğe üfleyerek
eriştiğimiz suretini.
eğer varsa,
şerbetler giydir …
devrilen meydanıma.
jean pierre fabien
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder