19 Kasım 2013 Salı

sana değil leyla'yadır bu papatyalar‏

göğsündeki yumruk dünyaya çarptıkça irkiliyorum   
gökyüzünü ve ormanları genişleten
bir tayın uğuldayan bacaklarını duyuyorum
göğsündeki yumruk dünyaya çarptıkça
uykularımda ruhumdan aşırtamadığım rüyalar
ey içimdeki kuyulardan çıkar beni
ey içindeki ırmaklara bağışla

taşırdığım son satırdır işte:
vakti kanatacak silahlarımız yok artık
bir daha hangi yüzyıl görüşürüz
sevgilim
hangi çağı kapatan mızrak akıtır kanımızı

ey kıyısız bir denizin sırtında tutunan mavi
ey göğsümde taşıdığım yaman zemheri
yüzün koparılmış bütün çiçeklerin hıncında durur

akılmda bir terzinin iplikten yaratıldığı vardır
bu uzayıp giden bir hikayedir anlatılır krallara

krallar avlarından erken döner bu yüzden
ben seni sevdiğimi böyle ilan ederim

sevgilim kanayıp duran bir oyuktur evren
çınlar kulağında bir gezginin

niçin söylenmemiş sözler düşünürüm sana

mehmet nejat

2 yorum: