İçerken geldin hüviyetime,
dillerin yaşlı
sabrın genç,
güzelleşmiş ve tatlanmış
teninle kaleler yaparak
karşıma dikildin;
yüzün sürdün
yüzme,
balık gözlerin
kıpır kıpır dudaklarımda…
dikildin karşıma;
yüzün baldan bozma
şerbetler sunar diyarlarıma
. . .
Görmedim geldiğini,
yerler ıslak,
etrafı bulutlarla çevrili
tepeden bağırırken
yerler hala ıslak…
ellerin tülden;
köprülere saçılmış kuşlar
evine geldiğimiz
çakıllı yoldan bu yana…
koştuğumuz tarlaları
harmanlamış bir rüzgar,
ellerin hala tülden…
oysaki;
bir verandanın
önünde aşkla eğildiğimiz
güzelliğinize
güneşler süreriz
boylu boyunca
içimizden.
dillerin yaşlı
sabrın genç,
güzelleşmiş ve tatlanmış
teninle kaleler yaparak
karşıma dikildin;
yüzün sürdün
yüzme,
balık gözlerin
kıpır kıpır dudaklarımda…
dikildin karşıma;
yüzün baldan bozma
şerbetler sunar diyarlarıma
. . .
Görmedim geldiğini,
yerler ıslak,
etrafı bulutlarla çevrili
tepeden bağırırken
yerler hala ıslak…
ellerin tülden;
köprülere saçılmış kuşlar
evine geldiğimiz
çakıllı yoldan bu yana…
koştuğumuz tarlaları
harmanlamış bir rüzgar,
ellerin hala tülden…
oysaki;
bir verandanın
önünde aşkla eğildiğimiz
güzelliğinize
güneşler süreriz
boylu boyunca
içimizden.
. . .
Varlığım kara,
parıldar çıktığımızda yolculuğa,
götürmeye geldim
demiştin;
hoş geldin.
. . .
Bağın kavrulduğu yollar
harmandır gönlümüzde,
gelirken bin hürmette
testiler al içimize yakışır…
varla yok arası hüzünler,
tahttan, ihtişamdan uzak,
vazgeçtik;
karnımız tok, sırtımız pek
sağılığına duacıyız sevgilim.
Varlığım kara,
parıldar çıktığımızda yolculuğa,
götürmeye geldim
demiştin;
hoş geldin.
. . .
Bağın kavrulduğu yollar
harmandır gönlümüzde,
gelirken bin hürmette
testiler al içimize yakışır…
varla yok arası hüzünler,
tahttan, ihtişamdan uzak,
vazgeçtik;
karnımız tok, sırtımız pek
sağılığına duacıyız sevgilim.
. . .
Denizler kalkıyor gemilerden şarap şişeleriyle boşluğa…
ağları uğurlayanlarla dolu kıyılardan koca gökyüzüne ağlayarak bırakılan…
ağları uğurlayanlarla dolu kıyılardan koca gökyüzüne ağlayarak bırakılan…
. . .
Atların dermanı yok,
nehir kenarlarından
kaçışıyorlar tepelerin koyunlarına…
bir çığ büyüyor üstlerine doğru
bir ateş yükseliyor derinlerinden
yeleleriyle savrulan yalnızlıklarına…
nehir kenarlarından
kaçışıyorlar tepelerin koyunlarına…
bir çığ büyüyor üstlerine doğru
bir ateş yükseliyor derinlerinden
yeleleriyle savrulan yalnızlıklarına…
jean pierre fabien
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder