28 Haziran 2014 Cumartesi

ölüm yazıtlar ve sarı rengi

dirseğiyle denizlerin ısısını kollayan kadın
anna – bir tohum -
naifliği kadife ceketlerin naziresidir

ismi ne kadar da yakışıyor suratına

kahveler yalnızca sabahlara hitap etmez
yoksa çoktan çıkarılırdı körlere ölüm emri
merhaba aşçının sanatı
günaydın kına yakılmış saçlar

sahici mi çapalayıp çıkardığım bu cevher
dur kadılardan önce sana sormam gerek
sahici mi çapalayıp çıkardığım bu cevher
duramam soluklanamam çünkü aşk
yüreğin acıklanması değil midir biraz da
bir ustura tehdidinin altında

tek marifeti kan akıtmak sanılır bu kılıcın
yalnız velespitlerle traktörler savaşır sanılır
daya sırtını
kim silebilir ki yazgımızdaki anahtarları

nereye gidilir ciğere zıpkını sapladıktan sonra
ben canhıraş leylak ben kanayarak toparlanmış bir asi yama
ben giderim hep topal kırgın rakı içmelerin sonrasına
öyle ki
yatağa girdiğinde depremi kimse düşünmez
sansürlü ölürüm baykuş mektuplarımı yalama



memet meşe

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder