gittiler büyük rüzgarlarla gittiler
tütün kolonyalarını burunlarımıza sunan
önce mutsuz sonra mutlu
ve ondan sonra hep mutsuz olan
sakalları jilet görmekten beyazlayan yazık adamlar
en önden en büyük rüzgarlarla gittiler
soğuklar çökerken zorlanmadı hiç
yarımkürelere bölünmüş olunduğundan
dünyaya benzemek benzetilmek iyiydi de
unuttular yasaklara bağırmaktan sınırları
gittiler ışıklar söyleyerek gittiler
çekmecelerin içindeki her ayrıntıyı hatırlatarak
bir hırsız ne ararsa onu hatırlatarak
havluları ıslak bırakıp gittiler
koyup zamanı ceketlerinin iç ceplerine
bizi öyle pencere başlarında bırakıp gittiler
başka dillerin türkülerine uzanıp
gülümsemelerini yarım bırakıp gittiler
oyunlarını günlüklerinde kaybederek
gitmek büyük asalettir, gidenler bilir
geri dönmenin bir adım gerisindedir belki, kim bilir
memet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder