15 Ekim 2012 Pazartesi
İlhan Sokağı
İlhan Sokağı’nda sarmaşıkların savrulduğu bir gece. Küçük, mavi sokak tabelaları, tek boğumluk sarmaşıklar, maç günü insan sesleri. Balık pazarının önündeki kedi Boncuk buraların en eski balıkçısı Hikmet abinin peşinde. Bütün günü ona buna bağırmakla, balık sulamakla, yanındaki manav Hüsnü’ye sataşmakla geçer. Adamın lahanalarının çürümüş olduğunu, maydanozlarının az olduğunu söyler durur müşterilerini kaçırmak için. Pos bıyıklarına ve kanındaki alkol oranına rağmen iyi kalpli bir adam. Her gece barbunlardan ve hamsilerden arta kalanı Boncuk’a verir. Boncuk’un birinci ekmek kapısı.
Tam çaprazımda Ahtapot var. Buranın en eski meyhanelerinden. Erhan Bey sahibidir. Kaç gece aynı masada balık yemişliğimiz var. Karısı Nurseli Hanım geçen yıl vefat etti rahim kanserinden. Oğulları Hikmet hiç uğramaz eve. Erhan Bey bile en son ne zaman gördüğünü bilmez. “Pek iyi bir evlat değil” der bizimkiler. Erhan Bey her gidişimde en güzel masayı verir. Zerzavatlardan olmadığım için gelen bir ayrıcalık. Gece yarısını geçince çalgıcılar gider, çiçekçiler gider, rakılar biter, müşteriler dağılır. Erhan Bey çöpleri Boncuk’un tabağına koyar. Boncuk Hikmet abinin balıklarını bitirince buraya dadanır. Boncuk’un ikinci ekmek kapısı.
İlhan Sokağı’nın çantacıları. Sokağın iki yanında kocaman standlar renk renk çantalarla dolu. Sarmaşıkları da sayarsak iki oda bir salon bir sokak. Bihter çantasından, On İki Dev Adam bavuluna her şey var. Kışın eldiven ve atkıyla ürün yelpazesi genişler. İki tıfıl çocuk bakar buraya. Anneleri Selma Hanım üzerinde siyah şalıyla duvara yaslanıp oturur, çay içer. Bütün gün çay ve kurabiyeyle beslenir. Sokak hayvanları için her zaman bir plastik kap su doldurur. Yanına da birkaç parça sütlü ekmek koyar. Boncuk’un günlük düzeninin bir parçası. Boncuk’ın üçüncü ekmek kapısı.
İlhan Sokağı’nın kardeşi Keperi Sokak. Arnavut kaldırımları yüzünden geçen yıl Burcu bileğini burktu. Herkes bu sokakta topuklu ayakkabının giyilmeyeceğini bilir. Sarı saçlı kadınlarınsa nedense her zaman topuklu ayakkabı olur ayaklarında. Burcu Esmer apartmanın prensesi. Ayten teyze ve küçük Nilay her gün ona ziyarete giderler. Zemin kattaki kapıcı Yasin her gün ona sıcak ekmek getirir. Burcu her akşam yemek artıklarını apartmanın önüne koyar. Nilay da edindi bu alışkanlığı artık. Bol yemek çıkıyor. Keperi sokağın fertlerine. Boncuk’un kardeşi Çat sürekli apartmanı gözler. Çat’ın birinci ekmek kapısı.
Keperi sokağın deli yaşlısı Nazan teyze her sabah gidip Kasap Ahmet’ten et alır, parka çıkar, sokak hayvanlarına yemek hazırlar. Çat artık onu tanıyor, evden çıktığı an takılıyor peşine. Çat yemeğini yerken Nazan teyze mutlu mutlu onu seyreder. Parkta başka bir yaşlı kadın varsa ona bakar, içinden küfür eder, başını çevirir. Çat’ın ikinci yemek kapısı.
Mahallenin genç kızı Tuğba her geçişte Çat’ın başını okşar. Çat onun eteğine tırmanır, bacaklarına dolanır. Kapının önüne gelene kadar ona eşlik eder. Tuğba hayvan derneğinde çalışır. Yanında hayvan krakerleri, bisküvileri olur. Her geçişte Çat’a 1-2 tane verir. Çat o apartmandan girene kadar bekler, öyle başlar yemeye. Başının üstündeki yara izi de, o krakeri mahallenin irisi Sarman’a kaptırmamak için yaptığı kavgadan kalma. Yara alsa da vermedi Tuğba’nın hediyesi krakeri. Çat’ın üçüncü ekmek kapısı.
Parkın içinde kuytu bir kısım vardır. Mahallenin köpekleri Ponçik, Kübra ve Karabaş orada geçirir günü. Kübra cüssesiyle avantaj sağlarken, Ponçik hızına güvenir. Parkın yerel sakinleri her geçişte başlarını bir okşar da geçer. Küçük çocuklar Karabaş’la oynamak için erken çıkar. Karabaş sopa getirip götürür çocuklarla. Kübra sıkkın bakışlarla onları izler. Ponçik o sırada uyur, araba sesi duyunca uyanır, koşup havlar, sonra tekrar geri gelir. Kediler asla girmez parka. Çat ve Boncuk’un annesi isimsiz bir sarı kediydi. Ponçik ve Karabaş onu parçalayıp kuytu kısımda bırakana kadar yaşadı yıllarca. Babası ondan 2 yıl önce paylaştı aynı kaderi. Kimse fark etmedi ve durdurmadı. Ponçik ve Karabaş katil olduklarıyla kaldılar. Yavrular yetim ve öksüz kaldı. Boncuk ve Çat’ın aile mezarlığı.
su
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder