15 Ekim 2012 Pazartesi

ovaya bu göç


yanlış dedikçe siz bütün bunlara
doğrular daha anlamlanıyor
yoksa ne anlamı vardır karanlığın
perçinlenmiş bir karanlıksa yalnızlık
yalnız olmadıktan sonra ne anlamı vardır karanlığın
sularınızdan içtim, kaymaklarınızdan yedim
yeni ve sıcak
hepsini soğutana kadar tükettim
hepsini eskitene kadar içtim
hakkınız var hepinize borcum var bir miktar
ama beni iyi dinlesin karaköy’den ilerisi
karanlığa çabuk alışıyorum

beni iyi dinlesin karaköy'den ilerisi
hurdacılar, eski olta kullanıcıları
yazları çatlayan topraklar ve en kan alıcısı hemşirelerin
beni iyi dinlesin
yılgınım ben, uykusuzum, yararsızım
en kötüsü karanlığa çabuk alışıyorum
yavaşça olsa gene dayanılır
yavaşça açlığa, yavaşça kadınsızlığa
yavaşça her bir kırgınlığa dayanılır
ama beni iyi dinlesin karaköy'den ilerisi
karanlığa çabuk alışıyorum

yeni bir göç ilan ediyorum 
istenmeyenler için ve
kılavuzlarını reddedenler için
bir göçü çarpıtarak geliyorum
bu göç ne bir kıtaya varır ne bir ovaya
bu göç varsa varsa bir silah sesine varır
varsa varsa bir darbeye, olmadık bir yasağa 
oluk oluk kanayan bir yaranın yaratıcısına varır
varsa varsa o yaratıcı pençeye varır

çığlıklar belki zamana düşer
belki zamana düşünce anlarsınız
çünkü bilirsiniz zaman eşitlikçidir
sonu belki de ölüme varacak olan uykulardan
uykulardan hemen önceki dakikalardan bahsederim
erken ya da geç evlenmek zorunda kalan kadınlardan bahsederim
zorundalık ne demektir anlar mısınız
bir balkonu özgürlük belleyen ihtiyarlardan bahsederim
anlamayız mı dediniz belki de haklısınız
belki anlamazsınız ama ben yine bahsederim

ihlal edilen şeritler adına, bütün ikazlar adına
kollarını, ayaklarını, duyma yetisini
ve aklınıza gelebilecek bütün yetilerini
bütün yetilerini mayınlara armağan eden askerler adına
beni burada bırakın ve devam edin
siz devam edin
beni yağmur götürür nasıl olsa


bilmediğim şeyleri öğretmeyin bana
bildiklerimi tekrarlasanız yeter
enflasyondan bahsedin mesela
gazete manşetlerinden, barikatlardan
ya da bunları bırakın en iyisi
aşktan bahsedin siz en iyisi
anneme ikame ettiğim aşktan bahsedin
ayak sesleri bir düşünceyi yaran aşktan
umduğumuz, aç kaldığımız aşktan
dilim dilim bahsedin
unutmayın, karanlığa çabuk alışıyorum

ıslık çalınır mezarlıklarda
bir bulvarın en acayip noktasında, otobüs duraklarında
karanlıklarda
gidenlerin ve yeni bir şehrin kıyısında
ıslık çalınır içinde ölü olsun olmasın 
bütün mezarlıklarda
siz ne sanmaktasınız bilmem ama
ses çıkarmak korktuğunu söylemektir yaşamamaya
ses çıkarmak korktuğunu söylemektir yaşamamaya

ben hep siz uzaktayken iyiyim
karanlık iyi, geçmiş biraz
ben iyiyim, iyiyiz biz
kan alıcı hemşireler, yazları çatlayan topraklar
bir balkonu özgürlük belleyen ihtiyarlar
hepinizin suçlarını üstleniyorum
karanlığa çabuk alışıyorum

memet meşe

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder